Ankara Hematoloji ve Onkoloji Derneği
Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “Yapay zekanın erken teşhiste,
kanserin önlenmesinde ve hasta takibine kadar bütün süreçlere etki ettiğini
söyleyebiliriz. Kanserde yapay zeka çağı başlamıştır ve hızla ilerlemektedir”
dedi.
Ankara Hematoloji ve Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen
uluslararası katılımlı “5'inci Ankara Hematoloji ve Onkoloji Kongresi” bir
otelde başladı. 2 Şubat'a kadar sürecek kongrede, kanser tanı-tedavisinde ve
ilaç geliştirilmesinde yapay zeka, kök hücre nakli, immünoterapi, hedefli
tedaviler, kanser aşıları, hücresel ve genetik tedaviler, kanserde destek
tedavileri ve klinik araştırmalar gibi güncel gelişmeler ele alınacak.
“Kanser tedavisinde kimyasalların 2035'ten sonra gelişmiş ülkelerde hiç
kullanılmadığını göreceğiz”
Altuntaş, erken tanı sayesinde tedavide başarı oranının yüzde 95'lere kadar
çıkabildiğine dikkati çekerek, “Erken tanının altını çizmek istiyoruz. Lütfen, Sağlık Bakanlığı'na
ait KETEM'lere başvurun. Erken tanı da likit (sıvı), sanal ve sentetik
biyopsilerin önümüzdeki süreçlerde kanserin erken teşhisine daha çok katkı
sağlayacak. Özellikle likit biyopsilerin hem erken teşhiste hem de tedavi
sonrası takipte kanser yönetimine çok büyük katkılar sağladığını görmekteyiz.
Tedavide artık kimyasallardan uzaklaştığımızı ve 2035'ten sonra gelişmiş
ülkelerde hiç kullanılmadığını göreceğiz. Ülkemizde de bu bakımdan önemli
gelişmeler olmakta. Dönem, kimyasaldan biyoteknolojiye, nanoteknolojiye ve
immünoterapiye doğru geliştiğini görmekteyiz” değerlendirmesinde bulundu.
“Kanserde yapay zeka çağı başlamıştır ve
hızla ilerlemektedir”
Yenilikçi tedavi yöntemleri yaklaşımlarına ilişkin Amerika Birleşik
Devletleri'nde yayımlanan bir rapora atıfta bulunan Altuntaş, “Kanser ölümleri
son 20 yılda yüzde 34 azalmış. Bu durum da yenilikçi tedavilerin günlük hayata
girmesiyle beraber olmuş. Bakıldığı zaman bir diğer alan da dijitalleşme veya
teknolojik gelişmeler. Kongre boyunca yapay zeka önemli tartışma konularından
biri olacak. Yapay zekanın erken teşhiste, kanserin önlenmesinde ve hasta
takibine kadar bütün süreçlere etki ettiğini söyleyebiliriz. Kanserde yapay
zeka çağı başlamıştır ve hızla ilerlemektedir” açıklamasında bulundu.
“Bazı hastalarımız kanser tarama programlarına rağmen ileri evrelerde bize
başvurabiliyorlar”
Doç. Dr. Fatih Yıldız ise Sağlık Bakanlığı'nın tarafından kanseri
önlemeye yönelik politikaların yürütüldüğünü belirterek, “Eğer biz kanseri
önleyemiyorsak ikinci aşamada da kanseri erken dönemde yakalamaya çalışıyoruz.
Buradaki amacımız, erken tanı alan hastaların uygun tedavilerden sonra tamamen
hastalıksız olarak hayatlarına devam edebildiğini biliyoruz. Bazı hastalarımız
tüm bu tarama programlarına rağmen maalesef daha ileri evrelerde bize
başvurabiliyorlar” dedi.
Geleneksel tedavi yöntemi kemoterapinin dışında kişiye özel olarak tedavi
yöntemlerinin uygulanabildiğini söyleyen Yıldız, “Biz artık her hastalığın,
aynı kanser türündeki hastalığın bile kişi özelinde farklı bir genomik
özellikler içerdiğini biliyoruz. O yüzden uyguladığımız tedaviler de artık
tamamen farklılık arz ediyor” diye konuştu.
“Sıvı biyopsi kanser DNA'sını tarayarak
erken tanı şansı veriyor”
Prof. Dr. Özge Özalp de artık kanserin genetik altyapısının daha iyi
anladıklarına vurgu yaparak, “Sıvı biyopsiler çok ivmeli bir şekilde ilerliyor.
Sadece alternatif ve tamamlayıcı bir tanı yöntemi değil. Daha çok erken
aşamalarda henüz görüntülemede bir şey gözükmezken, henüz klinik olarak hiçbir
bulgu yokken dolaşımdaki serbest kanser DNA'sını tarayarak erken tanı şansı
veriyor” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Göktürk Fındık ise basın toplantısında akciğer kanserine ilişkin
bilgiler vererek, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya, akciğer kanserine odaklanmış durumda. Biz Türkiye olarak dünya
standartlarının çok üstündeyiz. Hem tıbbi onkoloji açısından hem radyoterapi
sistemlerimiz açısından hem tanısal anlamda medikal açısından hem de cerrahi
açıdan akciğer kanserinde gerçekten iyi noktalarıyız. Akciğer kanserlerini
genellikle 4'üncü evrede yakalıyoruz. Bizim 4'üncü evreye gelmeden hastaları
nasıl erken yakalayabiliriz noktasında özel çaba sarf etmemiz gerekiyor.”
Prof. Dr. Öztürk Ateş de dünya genelinde kanser dolayı yıllık 10 milyon kişinin
hayatını kaybettiğini belirterek, 2050 yılında kanserden dolayı hayatını
kaybedenlerin sayısının yılda 35 milyona çıkabileceğine dikkati çekti.