Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti.
Kaynak: Independent
Türkçe
Obezite gibi hastalıkların artışında
modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş
gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.
Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi
sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor.
Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini
söylüyor.
Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram
Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl
değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.
Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada
10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara
beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune
alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma
sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.
Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut
unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel
nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti.
Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.
Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu
gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi.
Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı
sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha
fazla yükseltti.
Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş
sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha
uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk
hissettiğini bildirdi.
Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir
sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip
2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol
oynayabileceğine işaret ediyor.
Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının
değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan
korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici"
diyor.
Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama
iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:
Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma
dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da
nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma
şansımız var.
Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların
yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da
doğurabileceğini gösteriyor.