Bir sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz (MS), kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 1-1,5 kat daha fazla görülüyor. MS’te tanının genellikle 20-40 yaş arasında konulduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, MS hastalarının alınacak bazı tedbirlerle yaşam kalitesini artırabileceğini söyledi. Fizyoterapi desteği, denge problemleri ve kuvvetsizlik gibi MS bulgularının bir kısmını azaltmada etkili olabilir. Sıcak su, sıcak banyo, sıcak hava veya ateş, çoğu hastanın şikayetlerinde artışa neden olduğu için MS’li bireyler, sıcaktan sakınmalı. Sağlıklı ve dengeli beslenme ile egzersiz günlük yaşama dahil edilmeli. Sigara kullanımından kaçınılmalı.
Uluslararası MS Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün
ortak kararı ile her yıl Mayıs ayının son çarşamba günü Dünya MS Günü olarak
anılıyor.
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, Dünya MS Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada,
MS hastalarına tavsiyelerde bulundu.
Multiple Skleroz’un (MS)
beyin ve omurilikteki mesajların taşınmasından sorumlu sinir hücreleri
etrafındaki koruyucu kılıfın (myelin) hastalığı olduğunu söyleyen Dr. Öğretim
Üyesi Can İke, “MS’teki ‘multiple’ kelimesi birden fazla bölgenin tutulumu ve
‘skleroz’ kelimesi de hasarlı bölgedeki sertleşmeyi ifade etmektedir. Bu sertleşmiş
alanlara plak denilmektedir” dedi.
MS’te bağışıklık
sisteminin şaşkınlığı söz konusu
MS hastalığının nedenine değinen Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “Vücudu savunmakla görevli hücrelerin bir şekilde
myelin kılıfını, vücuda yabancı bir madde gibi algılaması ve onu yok etmeye
çalışması, hastalığın sebebi olarak kabul edilmektedir. Burada bağışıklık
sisteminin yetmezliği değil, şaşkınlığı söz konusudur. MS’li hastalarda
bağışıklık sistemi normal çalışmaktadır ancak yanlış yönlenme ile kendine zarar
vermektedir. Bir süre sonra vücut bunun farkına varıp düzeltmeye çalışmaktadır.
Bu şaşkınlığın nedeni, günümüzde halen bilinmemekle birlikte bazı geçirilmiş viral enfeksiyonların, çevresel
faktörlerin genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde hastalık gelişimine neden
olduğu görüşü kabul görmektedir” dedi.
MS’te risk faktörleri nelerdir?
MS’te iki ayrı risk faktörü olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “Bunlardan ilki yaşam biçimi ve çevresel etmenler olarak
değerlendirilmektedir. Bunları D vitamini düzeyi düşüklüğü, aktif ya da pasif
tütünle etkileşim, Epstein–Barr virüs (EBV) infeksiyonu, obezite, aşırı alkol
ve kafein kullanımı olarak sıralayabiliriz. Diğer risk faktörü olarak
değerlendirilen genetik etmenlerden ilki aile öyküsüdür. Multipl Skleroz’da kalıtım poligeniktir ve
her biri hastalık riskinde küçük bir artışa sebep olan çok sayıda gende
polimorfizmleri kapsar. Bunlar arasında, HLA sınıf I ve HLA sınıf II genlerinde
polimorfizmler MS için en yüksek riski yaratır” dedi.
Belirtisi, şiddeti ve seyri hastalarda farklılık
gösteriyor
MS’in belirtisi, şiddeti ve seyri yönünden hastadan hastaya farklılık gösterdiğini ifade
eden Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “Beyin ve omuriliğin herhangi bir yerini tutabilen
MS’te o bölgeye ait belirtiler ortaya çıkar. Görme bulanıklığı, konuşmada
bozulma, çift görme, uyuşma, güçsüzlük, halsizlik, yürümede dengesizlik,
ellerde titreme, idrar yapmada problemler ve cinsel güçte azalma gibi yakınmalar
MS’te ortaya çıkan belirtilerdendir. Bu belirtilerin bir ya da birkaçı eş zamanlı
görülebilmektedir. Belirtiler birkaç gün içinde ortaya çıkar, artar ve
düzelmeler ile seyredebilir. Az sayıda hastada belirtilerde düzelme olmadan
kötüleşme söz konusu olabilir” uyarısında bulundu.
Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık
1-1,5 kat daha fazla görülüyor
Dünyada
yaklaşık 3 milyon, ülkemizde ise 50 bin MS hastası olduğu tahmin
edildiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “MS,
kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 1-1,5 kat daha fazla görülmekte ve tanı
genellikle 20 – 40 yaş arasında konmaktadır. Ancak hastalık başlangıcının,
belirtiler başlamadan daha önce olduğu kabul edilmektedir. 12 yaş altında ve 55
yaş üzerinde başlayan vakalar da vardır” diye konuştu.
MS,
merkezi sinir sisteminin hastalığıdır
MS’in
bir sinir sistemi hastalığı olduğunu belirten Dr.
Öğretim Üyesi Meltem Can
İke, “MS, ölümcül bir hastalık değildir. MS’te
bulaşıcılık söz konusu değildir. Multipl Skleroz (MS) genç insanlarda nörolojik
nedenli engelliliklerde birinci sırayı almaktadır. MS, bir akıl ya da ruh
hastalığı olmayıp tamamen bir sinir sistemi hastalığıdır. MS, merkez
sinir sisteminin (MSS) kronik inflamatuar, demiyelinizan ve nörodejeneratif bir
hastalığıdır. Beyin ve m. spinalisin ak ve gri maddesinde demiyelinizan
lezyonların birikmesi sonucu oluşur. Genç erişkinlerde travmaya bağlı olmayan
engelliliğin birinci nedenidir” dedi..
4 farklı türü var
MS’in dört
farklı türü olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, bu türleri
şöyle açıkladı:
Klinik izole
sendrom : Bu formda radyoljik olarak tespit edilen
semptomatik ya da asemptomatik (sessiz) lezyonların gözlendiği, santral sinir
sisteminin enflamatuvar- demiyelinizan doğada etkilendiği ilk nörolojik
tablodur.
Tekrarlayan ve
düzelen MS (Relapsing-remitting): En sık görülen formdur. Atak ve iyileşme dönemleri ile
giden olguları kapsar. Hastalığın ilk 5 yılında olguların yüzde 80‘i ataklar ve
iyileşme dönemleriyle seyreder. Bu form
atak-iyileşme-atak-iyileşme şeklinde ilerler ve bu iyileşmeler tama yakındır.
İkincil
ilerleyici MS (Sekonder Progressif : Bu formda
atak-iyileşme-atak-iyileşme şeklinde ilerler ancak burada iyileşme oldukça
azdır. RRMS olgularının büyük bir çoğunluğunun, 10 yıl sonra yaklaşık yüzde 20’sinin
geçiş gösterdiği bu fazda, bulgularda sürekli ilerleme gözlenir.
Birincil
ilerleyici MS (Primer Progressif): MS’lilerde yüzde 15-20‘sinde görülür. Bu
formda iyileşme olmadan ataklar geçirme söz konusudur. Oldukça nadirdir.
MS tanısında
temel prensibin MSS içindeki lezyonların ve neden olduğu klinik tablonun
zamanda ve alanda yayılımının gösterilmesi ve benzer özelliklere sahip
alternatif hastalıkların dışlanması olduğunu belirten Can İke, tanının klinik
muayene, laboratuar (kan ve beyin omurilik sıvısı incelemesi) ve görüntüleme
teknikleri ile konulduğunu söyledi.
MS tedavisinde
birçok hedef bulunuyor
Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, Multipl Skleroz tedavisindeki ana hedefin atakları
(inflamasyon, ödem, demiyelinizasyon), atak sıklığının ve engellilik (aksonal
dejenerasyon, demiyelinizasyon) durumlarının önlenmesi olarak sıraladı. Can
ike, tedavi süreçleriyle ilgili ise şu bilgileri verdi:
• I. Multipl skleroz patogenezine yönelmiş özgül tedaviler
• a. Atak tedavisi
• b. Hastalık sürecini kontrol eden tedaviler
• II. Belirtilere yönelik tedaviler
• III. Disfonksiyonel kalmış MSS yapılarının, beyin
plastisitesini kullanarak yeniden düzenlenmesine yönelik fizik tedavi ve
rehabilitasyon çalışmaları
• IV. Bilişsel işlevler ve psikolojik/psikiyatrik sorunlara yönelik
bilişsel terapi ve psikoterapi
MS tedavisinin
hastalığın türü, atak, hastalığın seyrine göre farklılık gösterdiğini ifade
eden Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “Her yakınma atak olmayabilir ve kendi içinde
değerlendirilmelidir. Atak tedavisinde
yüksek doz kortizon serum içinde 5-7 gün süre ile verilir. Bazen çok ağır
ataklarda plazma değişimi ve intravenöz immunglobulin (IVIG) gibi ileri
tedaviler gerekebilir. Atakların sıklık ve şiddetini azaltmaya, hastalığın
ilerlemesini yavaşlatmaya yönelik ataksız dönemlerde kullanıdığımız
immunmodülar tedaviler kullanmaktayız. Bu tedaviler hastalığın seyrine
şiddetine göre tercih edilen günlük-haftalık ya da aylık olabilen, enjeksiyon
ya da oral yol ile alınan tabletler şeklindedir. Kök hücre tedavisi halen
araştırma safhasında devam etmektedir” dedi.
MS’le yaşarken bu tavsiyelere kulak verin
MS ile yaşarken alınacak bazı önlemlerle yaşam kalitesinin
yükseltilebileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Meltem Can İke, “Yaşam şeklinde yapılacak bazı olumlu
değişikliklerle MS bulgularınızı azaltabilir, sağlığınızı ve moralinizi
yüksek tutabilirsiniz” diyerek MS’li bireylere tavsiyelerini şöyle sıraladı:
Fizyoterapi desteği: Fizyoterapiden destek alabilir, böylece denge
problemleri ve kuvvetsizlik gibi MS bulgularınızın bir kısmını
azaltabilirsiniz. Fizyoterapistiniz bazı hareket teknikleri veya ekipmanlarla
günlük aktivitelerinizi daha kolay yapmanızı sağlayabilir.
Sıcaktan sakınma: Sıcak su, sıcak banyo, sıcak hava veya ateş çoğu
hastanın şikayetlerinde artışa neden olur. Öğle sıcağından, sıcak banyodan uzak
durun ve soğutucu pedler, ılık banyo ve soğuk içecekler tercih edin.
Sağlıklı ve dengeli
beslenme: Bol miktarda sebze ve
meyve, yüksek lifli gıdalar, bol tahıl tüketin. Yağ, şeker ve tuz oranını
azaltın.
Sigara kullanımına
dikkat: Eğer sigara içiyorsanız
hemen bırakmalısınız çünkü yeni çalışmalar sigaranın MS’in seyrini olumsuz
yönde etkilediğini göstermektedir.
Egzersiz: Egzersiz genel olarak sağlığa katkıda bulunmaktadır.
Aynı zamanda uykunuzu, duygu durumunuzu ve işlevselliğinizi düzenler. Egzersiz
programına başlamadan önce nöroloğunuzla mutlaka görüşün.